بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ ﴿٢٩

Sıvama muzlar içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ ﴿٣٠

Memdud bir saye.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآءٍ مَّسْكُوبٍ ﴿٣١

Çağlıyan bir su.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَفَٰكِهَةٍ كَثِيرَةٍ ﴿٣٢

Bir çok meyve.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ ﴿٣٣

Ne eksilir, ne men edilir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَفُرُشٍ مَّرْفُوعَةٍ ﴿٣٤

Yüksek döşekler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّآ أَنشَأْنَٰهُنَّ إِنشَآءً ﴿٣٥

Biz etmişizdir de onları.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلْنَٰهُنَّ أَبْكَارًا ﴿٣٦

عُرُبًا أَتْرَابًا ﴿٣٧

Kılmışızdır bir yaşıd ebkâri şeyda.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لِّأَصْحَٰبِ ٱلْيَمِينِ ﴿٣٨

Ashab-ı yemîn için.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُلَّةٌ مِّنَ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿٣٩

Bir çok evvelînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu